Besin Maddelerinin Alınabilirliğini Sınırlandıran Faktörler
Besin maddelerinin bitkilere yarayışlılığını azaltan, diğer bir ifade ile alınabilir besin maddeleri miktarını sınırlandıran pek çok kimyasal, fiziksel, biyolojik toprak koşulları vardır. Bu koşulları bilmek ve bu koşullardan özellikle etkilenen besin elementlerinin hangileri olduğunu tanımak, toprağımızın doğru kullanılması, en iyi ürünü elde edecek önlemlerin saptanarak uygulanması bakımından oldukça önemlidir.
Besin maddelerinin bitkilere yarayışlılığını sınırlandıran etmenleri dört grup altında toplamak mümkündür. Bunlar; kimyasal faktörler, fiziksel faktörler, biyolojik faktörler ve iklim faktörleridir. Aşağıda her gruba giren faktörler ayrı ayrı verilmiş olmakla birlikte, bazı faktörler birden fazla gruba sokulabilecek niteliktedir.
1. Kimyasal faktörler
-Toprak pH ’sının yüksek olması
Fosfor, Azot, Potas, Magnezyum, Demir, Çinko, Mangan, Bakır, Bor noksanlıklarına sebep olur.
-Asidik toprak koşulları (düşük toprak pH)
Fosfor, Azot, Kalsiyum, Magnezyum, Potasyum, Çinko, Molibden, Bakır noksanlıkları yaratabilir
-Besin elementlerinin birbirine antagonistik etkileri :
Besin elementleri arasındaki antagonizm bir besin elementinin, başka bir elementin alınabilirliği üzerine olumsuz etki yapması anlamına gelir. Toprakta çok yüksek miktarda bulunan bir elementin diğer bazı besin elementlerinin bitkiye yarayışlılığını olumsuz yönde etkilediği pratikte çok rastlanan bir durumdur. Örneğin kireci yüksek topraklarda yetiştirilen demir noksanlığına duyarlı bitkilerde kaçınılmaz olarak ortaya çıkan demir noksanlığı buna iyi bir örnek teşkil eder. Aynı şekilde, kalsiyum fazlalığının neden olduğu potasyum ve
2. Toprağın fiziksel özellikleri
Toprağın fiziksel özellikleri besin maddelerinin alınabilirliğini sınırlandırarak beslenme bozukluğuna neden olabilir. Örneğin toprağın sürekli aynı derinlikte işlenmesi sonucu oluşan ve adına pulluk tabanı denilen oldukça sert toprak katmanı, bitki köklerinin alt toprak katmanlarına ulaşmasını engellediklerinden besin alımını azaltırlar. Aynı şekilde kötü toprak strüktürü, bitki köklerinin geniş bir toprak kesimiyle temasta bulunmasını engellediğinden bitkinin topraktaki besin elementlerinden yeterince yararlanmasını önler.
Tarım topraklarının kötü fiziksel özelliklere sahip olmaları, çoğu kez yanlış amenajman pratiklerinden ileri gelmektedir. Strüktür bozulması ve toprağın sıkışması (kompaksiyon) tamamı ile bilgisizce yapılan toprak işlemelerinden ve yine bilgisizce uygulanan kimyasal gübrelemeye bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Aşırı sulama da toprağın havalanmasını önleyerek bitkilerde beslenme bozukluklarına sebep olur.
Toprağın kompaksiyon nedeniyle olsun veya kötü strüktür oluşumu nedeniyle olsun veyahut ta fazla su nedeniyle olsun, toprakta oksijen yetersizliği bitkilerin besin alımını engeller ve beslenme bozuklukları yaratır. Islaklık ve havasızlık kimi besin maddelerinin ise çözünürlüğünü artırarak toksisite yaratabilmektedir. Buna en iyi örnek, su altında kalan topraklarda mangan çözünürlüğünün artarak bitkide mangan seviyesinin toksik düzeylere çıkmasıdır.
Toprakta oksijensizlik bitkilerde büyüme hormonlarının miktarının da azalmasına neden olarak bitkilerin gelişmesini engellemektedir. Toprağın iki gün su altında kalması ile bitkideki sitokinin seviyesinin yarıya indiği, dört gün su altında kalma halinde ise bu hormonun üçte bir düzeyine indiği ve buna bağlı olarak da bitki boyunun kısaldığı ve kloroz ortaya çıktığı tespit edilmiştir (Bergmann, 1992).
3. Biyolojik faktörler
Bitki besin elementlerinin bitkiler tarafından alınmasını güçleştiren veya engelleyen, dolayısıyla bitkilerde beslenme bozukluğu görülmesine neden olan birtakım biyolojik faktörler de vardır. Bunlardan en önemlisi bitkilerde hastalık yapan virüs, mantar, bakteri gibi zararlı mikroorganizmalar ve bitki zararlılarının etkileridir. Bitki hastalık ve zararlılarının etkileriyle bitkinin yapraklarında ve diğer organlarında görülen renk ve şekil bozukluklarının bitki besin maddeleri noksanlıklarından ileri gelen simptomlara benzediği ve bu iki grup semptomun karıştırılmaması için dikkat edilmesi gerektiği, bitki besleme ve bitki koruma ile ilgili kitaplarda öteden beri yer almaktadır. Esasen çoğu kez bu iki grup semptomun birbirine benzemesi her ikisinin de aynı nedene dayanıyor olmasındandır ki bu neden bitkinin yeterince beslenememesidir. Zira bitki hastalık ve zararlılarının etkileriyle bitki besin absorbsiyonunda etkisiz kalmaktadır. Bitki hastalık ve zararlıları içerisinde, köklere zarar verenlerle (örneğin nematodlar) toprak seviyesinde gövdeye zarar verenler, bitkilerin besin absorbsiyonu üzerine en kötü etkiyi yapanlardır.
Bitkilerde besin elementi noksanlıklarına neden olan diğer biyolojik faktörler arasında, toprakta yaşayan diğer canlıların besin maddesi için bitkilerle rekabeti ve toprak solucanlarının yetersizliği de önemli sayılabilir.
Besin elementi için bitkilerle rekabet eden toprak canlıları, daha çok, yabancı otlar ve mikroorganizmadır. Bu canlıların toprakta bulunan besin elementlerini kendi ihtiyaçları için kullanmaları, kültür bitkileri için noksanlık yaratabilmektedir. Bu durum bütün besin elementleri için söz konusu olmakla beraber azot için daha önemlidir. Toprak mikroorganizmaları, özellikle C/N oranı geniş taze organik materyalin toprağa verilmesi halinde, azot ihtiyaçlarını toprakta mevcut azottan karşılamak için bitkilerle büyük rekabete girerler. Yanmamış çiftlik gübresinin toprağa verilmesinden sonra kültür bitkilerinde görülen zararların bir bölümü de bu nedenledir.
Toprak solucanları toprak strüktürünün geliştirilmesinde önemli rol oynarlar. Toprak strüktürünün gelişmesi ise bitki köklerinin besin elementlerine ulaşmasını kolaylaştırır. Bu nedenle toprak solucanlarının sayısının az olması, strüktür gelişmesinin gerilemesine ve besin alımının azalmasına neden olur. Solucan popülasyonunu artırmanın en iyi yolu toprağa ahır gübresi vermektir.
4. İklim faktörleri
Besin elementlerinin alınabilirliğini etkileyen iklim faktörleri yağış, sıcaklık ve ışıklanmadır. Yeterli sulama imkânı olmayan bölgelerde yaşanan yağış yetersizliği nedeniyle toprakta su miktarı azalır. Toprakta su miktarının azalması ise besin elementlerinin çözünürlüğünü azalttığı için besin alımı azalır. Gerçekten de pratikte kuraklığı izleyen zamanlarda birçok bitkide çeşitli besin elementlerinin noksanlıkları görülmektedir. Su yetersizliği aynı zamanda bitkilerin kök sisteminin gelişmesini zayıflattığı için dolaylı olarak da besin noksanlıklarına sebep olur. Öte yandan fazla yağış birçok besin elementinin yıkanma ile kaybına neden olduğu için bitkilerin besin noksanlığı çekmesine neden olur. Fazla yağışın beslenme bozukluğu yaratmasının bir diğer nedeni ise, fazla yağış nedeniyle toprakta oluşan oksijensiz koşulların bazı besin elementlerinin alınmasını engellemesidir.
Hava ve toprak sıcaklığının düşük olması da bitkilerde beslenme sorunları yaratır. Düşük sıcaklık bitkide fizyolojik prosesleri yavaşlattığından besin elementlerinin bitkiler tarafından absorbsiyonu düşer. Düşük toprak sıcaklığı ise toprağın gerek organik, gerekse mineral fraksiyonundan mineralizasyon ile besin elementi kazanılmasını yavaşlatır veya durdurur. Düşük toprak sıcaklığı ayrıca kök gelişmesinin de gerilemesine neden olduğu için besin alımını azaltır.
Havadan ve Sudan Alınan Elementler | Makro Elementler | Mikro Elementler | Sadece bazı bitkiler için gerekli elementler |
C | N | Fe | Al |
O | P | Zn | Co |
H | K | Mn | Na |
Ca | Cu | Ni | |
Mg | Mo | Si | |
S | B | V | |
Cl |
BBM | ETKİ BİÇİMİ | NOKSANLIK BELİRTİLERİ | FAZLALIK BELİRTİLERİ |
AZOT
N |
NO, NH olarak absorblanır; bitkinin yapraklanmasından ve yeşil aksamının hızlı gelişiminden sorumludur; özellikle NO halinde, toprakta kolaylıkla yıkanır; bitki bünyesinde hareketlidir, bitkinin gelişme noktalarına doğru hareket eder. | Gelişim yavaşlar, yapraklar önce açık yeşil sonraları sarıya dönüşür (kloroz); bazı bitki yapraklarında kızarma ve morluklarda yoğunlaşma gözükür; belirtiler önce yeşil yapraklarda gözükür. | Sürgün ve yapraklarının çok koyu yeşil, kalın ve kırılgan-gevrek oluşu; meyve tutumunun azalması; amonyak azotunun fazlalığı kalsiyum noksanlığına neden olur. |
FOSFOR
P |
Kök oluşumunu ve büyümeyi sağlar; kaliteli tohum ve meyve oluşmasını, çiçek sayısının artmasını sağlar; hastalıklara dayanıklılık artar; topraktan kolay yıkanmaz; bitki bünyesinde hareketlidir; bitkinin gelişme noktalarına doğru hareket eder. | Gelişim yavaşlar; yapraklar başlangıçta normalden daha koyu yeşil olur; yaprakların özellikle arka yüzlerinde damarlar boyunca kızarıklıklar ve morluklar görülür; yaprağın doğal şekli bozulur; gövde ve dallar ince olur; sınırlı kök gelişimi görülür. | Zn ve Fe noksanlıklarında görülen belirtiler oluşur. |
POTASYUM
K |
Susuzluk stresini atlatmaya yardımcı olur; soğuk kış şartlarından bitkinin az etkilenmesini sağlar; hastalıklara karşı bitkinin dayanıklılığını arttırır; dal ve gövdenin sağlamlığını arttırır; topraktan yıkanır; bitki bünyesinde hareketlidir. | Gelişme yavaşlar; boğumlar arası mesafe kısalır; yaprak kenarlarında kahverengileşme ve yanıklar görülür; yaşlı yapraklarda ölü lekeler; solgunluk belirtileri; zayıf kök sistemi gelişimi; zayıf gövde oluşumu görülür. | Ca ve Mg gibi pozitif iyonların alınmasını engeller; bitkide N noksanlığına neden olur. |
MAGNEZYUM
Mg |
Mg² olarak absorblanır; Kumlu topraklarda kolaylıkla yıkanır; bitki bünyesinde hareketlidir. | Büyümede yavaşlama; yaşlı yaprakların damarları yeşil kalmasına rağmen, sarı, bronz renk veya kızarıklıklar; yaprak kenarları büzüşüp, kıvrılır; | Ca alımını engeller; küçük kurumuş ölü lekelerin yaşlı yapraklarda oluşması; yaşlı yaprakların kılcal damarlarının kahverengiye dönüşmesi; ileri aşamada genç yapraklarda da lekelerin oluşması. |
KALSİYUM
Ca |
Ca² olarak absorblanır; orta şiddette yıkanır; bitkide hareketliliği sınırlıdır; sürgünlerin ve köklerin gelişimi için gereklidir; Al ve Mn toksisitesini azaltır; bitki bünyesinde hareketsizdir. | Tomurcuk gelişimini engeller; kökler kararır; genç yapraklarda taraklaşma ve anormal yeşillik görülür; yaprak uç kısmı bükülerek yapışır; yaşlı yapraklar bükülerek çukurlaşır; gövde zayıf olur; erken çiçek ve meyve dökümü görülür. | Mg alımını engeller; Ca un toprakta fazla bulunması, toprak Ph’sını yükseltir ve birçok mikro elementin katı, suda çözünmez hale geçmesine ve bitki tarafından alınamaz hale gelmesine neden olur. |
KÜKÜRT
S |
Toprakta yıkanabilir; birçok sebze ve meyve de keskin koku ve tadı kükürt sağlar; bitki bünyesinde hareketsizdir. | Genel olarak, önceleri genç yaprakların, ileri dönemde yaşlı yaprakların sararması ile kendini gösterir. | Yapraklar küçülür, sararır; kenar yanıkları görülür. |
DEMİR
Fe |
Fe² ve Fe³ olarak absorblanır; yaşlı yapraklarda birikir ve floemde göreceli olarak hareketsizdir; klorofil oluşumu için gereklidir. | Öncelikle genç yaprak damar aralarında kloroz, ileri safhalarında beyazlaşma ile görülür; toprak kireçli ise, drenaj zayıf ise, Mn, Zn, Cu oranı yüksek ise Ph’sı alkali ise, fosfor-oksijen noksanlığı ve nematod sorunu varsa, Fe noksanlığı görülür; Fe’nin şelat halinde olması tercih edilmelidir. | Göllenme olarak sulanan, sel millerine maruz kalan topraklarda fazlalık görülebilir. |
BOR
B |
Yeni dokuların ve gözlerin oluşumu için gereklidir; fotosentez ürünlerinin bitki bünyesinde taşınmasında rol oynar; bitki bünyesinde çok hareketsizdir. | Tohumların oluşumunda azalma; sebze ve meyvelerde iç çatlaklık, boşluk oluşumu; ölü tepe sürgünleri, sürgünlerin çalılaşması; kök uçlarının uzamasının yavaşlaması; genç yaprakların kalınlaşması; yaprak, çiçek ve meyve saplarında, genç dal ve gövdede pas renkli çatlakların oluşması. | Yaprak uç ve kenarlarında açık renkli leke oluşur; bu lekeler yaprak kenarlarında birleşerek yanıklık, kavrulma gibi görülür; yaşlı yapraklar daha önce etkilenir. |
ÇİNKO
Zn |
Aminoasitlerin proteine dönüşmesine yardımcı olur; enzim aktivitelerinde önemli rol oynar; bitki bünyesinde hareketsizdir. | Genç yapraklar küçük ve ince kalır; bazen sürgünde yaprak atlamaları olur; boğum araları kısalır; buruşuk, şekilsiz yaprak kenarları ve yaprak damarlarında kloroz görülür. | Büyümenin yavaşlaması; yaprak kızarıkları; çimlenme oranı düşüklükleri; yaşlı yapraklarda solgunluk; galvanizli metal rengi oluşumu. |
BAKIR
Cu |
Karbonhidrat ve protein metabolizmasında görev alır; Cu² ve Cu olarak absorblanır; bitki bünyesinde hareketsizdir. | Sürgünler zayıf ve küçük kalır; bazen oluşmaz; bazı bitkilerde yaşlı yaprakların uç kısımları yeşil iken, genç yapraklarda damar aralarında kloroz gözükür. | Düşük Ph’lı topraklarda, Fe noksanlığı belirtileri ile ortaya çıkar: |
MANGANEZ
Mn |
Yüksek Ph’lı topraklarda yetiştirilen bitkilerde gözükür; Enzim aktivasyonunda ve protein sentezinde görev alır; bitki bünyesinde hareketsizdir. | Yaprak aralarında mozaik biçiminde kloroz gözükür; lekeler gri, bronz renkte olur; Ölü lekeler bazen yaprağın dökülmesine neden olur; çiçeklerin küçük olması; | Büyümenin yavaşlaması; yapraklarda kahverengi lekeler; Fe noksanlığına benzer belirtiler gösterir; asidik topraklarda gözükür. |
MOLİBDEN
Mo |
Nitratin asimilasyonunda, nitratın amonyum azotuna dönüşmesini sağlar; bitki bünyesinde hareketsizdir. | Yaşlı yaprak damar aralarında kloroz; uçlarda kıvrımlar, kenar yanıkları, çukurlaşmalar görünür; N noksanlığı belirtileri gösterir. | Yoğun sarı ve morlaşmış yapraklar. |
TEKNİK MADDE ADI | TİCARİ ADI | %50 SİNİN BOZUNDUĞU SÜRE (T1/2) |
I. İnsektisitler, Nematositler, Akarisitler, Mitisitler | ||
Acephate | Orthene | pH 3=30 gün, pH 9=2.5 gün |
Azinphos-methyl | Sniper, Guthion | pH 5=17.3 gün, pH 7=10 gün, pH 9=12 saat |
Bacillus Thungensis | Bioprotec. Dipel, Vectobac, Foray | pH 4-7 arasında kararlı, pH 8 in üzerinde kararsız-bozunur |
Carbaryl | Sevin, Sevin XLR | pH 7=12 gün, pH 9=3.2 saat. pH 8 ve üzerindeki suya tampon çözelti karıştırmadan kullanılmaz. Bozunur. |
Chlorpyrifos | Pyrinex, Pyrate, Dorsban, Lorsban, Nufos | pH 4.7 = 63 gün, pH 6.9 = 35 gün, pH 8.1 = 22 gün, pH 10 = 7 gün,
Kuvvetli alkalilerle hidroliz olur(Bozunur). Nötral şartlarda(pH 7) bir hafta bozunmaz. Alkali suyla karıştırmaktan kaçınınız. |
Clofentezine | Apollo | pH 9.2 = 4.8 saat, pH 7 – 34 saat, pH 5 – 248 saat |
Cypermethrin | Cymbush | pH 9 = 35 saat, kolaylıkla hidroliz olur fakat asidik ortamda, alkali şartlardan daha kararlı. Optimum kararlı olduğu pH 4 |
Diazinon | Diazinon | pH 5 = 31 gün, pH 7.5 = 185 gün, pH 9 = 136 gün, nötral şartlarda daha kararlı. Kuvvetli asit şartlarından kaçınınız. |
Dichlorvos | DDVP | pH 7 = 8 saat. Alkali şartlarda çok çabuk hidroliz olarak parçalanır.
|
Dicofol
|
Kelthane
|
pH 5 de 20 gün hiç bozunma olmaz. pH 7 de 5 gün, pH 10 da 15 dakika. |
Dimethoate
|
Lagon, Cygon
|
pH 2 = 21 saat, pH 6 = 12 saat, pH 9 = 48 dakika, ortamda demir varsa bozunma hızlı olur. |
Clofentezine | Apollo | pH 9.2 = 4.8 saat, pH 7 – 34 saat, pH 5 – 248 saat |
Cypermethrin | Cymbush | pH 9 = 35 saat, asidik ortamda, alkali şartlardan daha kararlı. Optimum kararlı olduğu pH 4 |
Diazinon
|
Diazinon
|
pH 5 = 31 gün, pH 7.5 = 185 gün, pH 9 = 136 gün, nötral şartlarda daha kararlı. Kuvvetli asit şartlardan kaçınınız. |
Endosulfan
|
Thionex, Thiodan
|
Alkali şartlarda bir kısmı bozunur. Ph 7.3 ile 8 arasında 7 gün içinde %70 i bozunur. |
Formetanate | Carzol | pH 5 = 4 gün, pH 7 = 14 saat, pH 9 = 3 saat |
Malathion | Malathion | pH 5 in altında ve pH 7’nin üzerinde hızla hidroliz olarak parçalanır. Ortamda var olan Demir parçalanmayı hızlandırır. pH 6=7.8 gün, pH 7 de 3 gün, pH 8 de 19 saat, pH 10 da 2.4 saat. |
Methomyl | Lannate | pH 9.1 = 5% i 6 saatte bozunur. Zayıf asit ortamında kararlıdır. Yüksek alkali özellikteki maddelerle ve su ile karıştırılmaz pH 6=54 hafta, pH 7=38 hafta, pH 8=20 hafta. |
Naled
|
Dibrom
|
Alkali sulu ortamda %90’ı 48 saat içerisinde hidroliz olarak parçalanır. pH 7’nin altında kararlı yapıda kalır. |
Oxamyl
|
Vydate
|
pH 4.7 de kararlı. pH 6.9 da 24 saatte %3 ü bozunur. pH 9.1 de 24 saatte %45 i bozunur. pH 7 = 8 gün, pH 9 = 3 saat |
Permethrin
|
Pounce
|
Optimum kararlılık pH 4
|
Phosalone
|
Zolone
|
Alkali şartlarda hızla hidroliz olarak bozunur. pH 5 ile 7 arasında kararlı. pH 9 = 9 gün
|
Phosmet
|
Imidan
|
pH 4.5 = 13 gün, pH 7= 12 saat, pH 8.3 = 4 saat, pH 10 = 1 dakika. İlacın aktivitesi pH 7’nin üzerindeyse azalabilir. Ortamın pH sı, tampon veya asit karakterli maddeler ilave edilerek düzenlenmesi tavsiye edilir. |
II. Fungusitler | ||
Fosetyl-Al
|
Aliette
|
Maksimum kararlılık pH 3.9 ile 4.2 arasıdır. |
Captan | Supra Captan, Maestro | pH 4 = 32 saat, pH 7 = 8.3 saat,
pH 10= 2 dakika |
Chlorothalonil
|
Bravo, Daconil | PH 7 ve altında kararlı. pH 9 38 gün. |
Cymoxanil | Curzate | pH 2-7.3 arasında kararlı. |
Dithiocarbamat EBDC | Penncozeb, Dithane | Zayıf asit veya nötral ortamlarda kararlı. |
Dodine | Equal | Alkali, kireç ve chlorobenzilate ile karıştırılmaz. |
Iprodione
|
Rovral
|
pH sı yüksek olan su ile karıştırılırsa, kimyasal olarak parçalanır. (pH 7 = 1-7 gün, pH 9 da 1 saatten az)
|
Metalaxyl
|
Ridomil
|
pH 9 = 88 gün; pH 7 ve altında kararlı. |
Propiconazole | Bumper, Mission, Banner, Topas, Tilt | En etkili olduğu pH 5 ile 9 arası; En geç 12-16 saat içinde kullanılmalıdır. |
Thiophanate-Methyl | Senator | Alkali maddelerle karıştırmayınız. Optimum kullanma aralığı pH 4.5 ile 7.5 arasıdır. |
III. Bitki Gelişim Düzenleyiciler | ||
Chlormequat Chloride | Cycocel | Optimum etki pH 5 ile 6 arasındadır. |
Daminozide | B-Nine, Kylar | Alkali su ve maddelerle karıştırmayınız |
Ethephon | Ethrel | pH 3 ve altında çok kararlıdır, bozunmaz. Alkali tuzlarla ve su ile karıştırılmaz. |
Gibberellic Acid | Pro Gibb, Gibberellin, Activol, Apogee,
TAYO Gibb, MACRO Gibb |
Alkali nitelikteki hiçbir şey ile karıştırılmaz. Yavaş yavaş su ile hidroliz olarak bozunur. |
Gibberellic Acid | Promalin | Tampon halinde bir yayıcı-yapıştırıcı ile birlikte kullanılması tavsiye olunur. Bitkilere püskürtülen sıvının pH sı 8 i aşmamalıdır(Karıştırılan suyun pH sı alkali olmamalıdır. |
IV. Herbisitler | ||
Atrazine | Atrazine, Aatrex | Alkali ortamda yavaş yavaş, kireçli ortamda hızla parçalanarak bozunur. |
Bromoxynil
|
Badge, Bromotril, Buctril, Mextrol, Koril | pH 7’nin üzerinde suda hidroliz olur. |
Clethodim | Arrow, Select, Centurion | pH 6 ile 8 arasında optimum etki gösterir. Bunun dışındaki pH’lar da kararlı değildir. |
Clodinafop | Horizon | pH 7 = 8.1 saat, pH 9 = 2.5 saat |
Clomazone | Command | En çok etkili olduğu pH 4.5 ile 9 arası. |
Clopyralid + MCPA | Curtail M | Optimum etki PH 7 ile 7.5 arasıdır. |
Dicamba | Oracle, Banvel Vanquish | pH 5 ile 6 arasında etkilidir. |
Diclofop | Hoegrass | pH 7 = 32 gün, pH 9 = 12 saat |
Difenzoquat | Avenge | Düşük pH ‘lar da kararlıdır, alkali şartlarda dipte çökelek oluşur. |
Diquat | Reglone, Reward | Asit ve nötral karakterli su ile karıştırıldığında kararlıdır. Alkali koşullarda parçalanarak bozunur. pH 9 un üzerinde kararsızdır. |
Diuron
|
Diurex, Karmex
|
nötral pH koşullarında kararlıdır.
|
Glyphosate | Glyfos, Roundup, + others | Optimum pH koşulu pH=2.5 dir. Alkali koşullardan kaçınılmalıdır. |
Imazapyr | Arsenal | Alkali koşullarda hızla bozunur. Etkili olduğu ph 7 dir. |
Metasulfuron Methyl | Ally | pH 3 den düşük ortamdan kaçınınız. |
Naptalam | Alanap | pH 9.5 ve üzerinde hidroliz olarak parçalanır. |
Oxyfluorfen | Goal | Nötral pH koşullarında kararlıdır. |
Paraquat | Gramoxone | Karıştırılan su asit karakterde olursa(pH 7 ve daha düşük) bozunma olmaz. Alkali şartlarda(ph 7 nin üzerinde) hemen hidroliz olarak bozunur. |
Pendimethalin | Prowl | pH 6 ile 7 arasında optimum etki gösterir. |
Pendimethalin | Prowl | pH 6 ile 7 arasında optimum etki gösterir. |
Phenmedipham
Desmedipham (50-50 karışımı) |
Betamix | Alkali şartlarda hidroliz olarak bozunur. pH 7=5 saat, pH 9=10 dakikada bozunur. |
Primisulfuron | Beacon | pH 4 ile 9 arasında optimum etki gösterir. pH 4 ten düşük su ile karıştırılmaz. |
Sethoxydim | Poast | pH 3 ile 4 arasında optimum etki gösterir. |
Simazine | Princep | Alkali su(pH 7’nin üzerinde) ile karıştırıldığında bozunur. |
Trifluralin | Bonanza, Treflan, Rival | Ph 5 ile 9 arasında ideal etki gösterir. |
Antibiyotikler | ||
Streptomycin Sulfate | Streptomycin 17 | Alkali su ve maddelerle karıştırmaktan kaçınınız. Alkali karakterdeki su ile karıştırmadan önce, suya pH yı düşüren maddeler karıştırınız. |
REFERANSLAR:
- Organophosphorus Pesticides: Organic & Biological Chemistry, Eto, M. CRC Press, 1974.
- Farm Chemicals Handbook, Meister Publishing Company.
- Plant Growth Regulator Handbook, 1st edition, Plant Growth Regulator Working Group, 1977.
- “pH Effect on Pesticides”, article #3004 R, Leffingwell Chemical Company, 1976.
- North Dakota Insect Control Guide, North Dakota State University, Cooperative Extension Service.
- “pH Effect on Pesticides”, Miller Chemical & Fertilizer.
- “The Effect of pH on Pesticides”, Diad Agricultural Services, Ltd.
- Technical Information, Carzol, Morton Chemical Company.
- Crop Protection Chemicals References, 5th Edition, Chemical & Pharmaceutical Press, 1989.
- Hopkins’ Strep 17 label.
- “Pest-Asides”, No. 3, Western Australia Department of Agriculture, February 1987.
- “Preventing Decomposition of Agriculture Chemicals by Alkaline Hydrolysis in The Spray Tank”, A.J. and
H.Riedl, New York Food and Life Sciences Bulletin.
- The Pesticide Manual, A World Compendium, 7th Edition, British Crop Protection Council.
- The Pesticide Manual, A World Compendium, 9th Edition, British Crop Protection Council.
- The Pesticide Manual, A World Compendium, 10th Edition, British Crop Protection Council.
- Custom Chemicides’ Quick Guide to Buffering; 1989, 1994, Custom Chemicides.
Bitkilerde besin noksanlıkları çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Bunların tümünü bir çırpıda saymak belki de olanaksızdır. Ancak en çok rastlanan nedenleri aşağıda verilen başlıklar altında toplamak mümkündür.
1. Toprakta besin maddesinin mutlak noksanlığı
2. Besin maddesinin bitki tarafından alınabilirliğini sınırlandıran toprak ve diğer çevre etmenleri
3. Topraksız yetiştiricilik de bitki yetiştirme ortamının besin maddelerince yeterince zenginleştirilmemiş olması
4. Dengesiz gübreleme
5. Besin maddesinin alınması ve kullanılmasını zorlaştıran bitkisel özellikler
6. Besine olan talebi artıran genetik bitki özellikleri ve bitki büyüme düzenleyicilerinin etkileri
Bu faktörler içerisinde en önemlisi veya en çok rastlanan neden ilk sırada verilen, toprakta besin maddesinin mutlak noksanlığı olduğu sanılmamalıdır. Pratikte elbette ki bir besin maddesinin topraktaki miktarının yetersiz olmasından kaynaklanan besin noksanlıklarına sık sık rastlanır. Buna en iyi örnek olarak ülkemizde ve dünyanın birçok yöresinde görülen azot noksanlığını ve yine ülkemizin birçok bölgesinde görülen çinko noksanlığını gösterebiliriz. Toprakta azotun yegâne kaynağı organik madde olduğu ve toprakların büyük bir bölümünün organik madde kapsamı düşük bulunduğu ve aynı zamanda bitkilerin azot ihtiyacı yüksek olduğu için gübreleme yapılmadığı takdirde, çok ender durumlar hariç, bitkide azot noksanlığı kaçınılmazdır. Yine örnek olarak verdiğimiz, ülkemiz topraklarının önemli bir bölümünde çinko eksikliği de, bitkilerde görülen çinko noksanlığının önemli nedenlerindendir. Buna rağmen ülkemizde tarımı yapılan birçok bahçe ve tarla bitkisinde görülen çinko noksanlıklarının tek nedeni topraktaki çinkonun yetersizliği değildir. Buna ilave olarak veya bundan bağımsız olarak çinkonun alınabilirliğini güçleştiren olumsuz toprak ve iklim etmenleri, başka bir besin elementinin antagonistik etkisi gibi faktörler de çinko noksanlığının nedenleri arasındadır.
Bitkilerde besin noksanlıkları, en çok, yukarıda ikinci sırada sayılmış bulunan, besinin alınmasını güçleştiren veya önleyen toprak ve diğer çevre etmenlerinden ileri gelmektedir. Bilindiği gibi, toprakta bulunan bitki besin elementlerinin tümü bitkiler tarafından kolaylıkla alınabilir durumda değildir. Bir besin elementinin toprakta bulunan total miktarının genellikle az bir kısmı bitkiler tarafından hemen alınabilir durumdadır. Diğer önemli kısmı ise ya hiç alınamaz veya ancak uzun bir zaman içerisinde bitki tarafından alınabilir. Dolayısıyla bitkinin beslenmesi bakımından önemli olan, bir besin elementinin toprakta bulunan toplam miktarı değil, onun alınabilirlik derecesidir. Toprakta bulunan besin maddelerinin yarayışlılığını sınırlandıran pek çok etmen vardır. Bu etmenlerin neler olduğunun bilinmesi, bitkilerdeki beslenme bozukluklarının ve alınabilecek önlemlerin saptanması bakımından oldukça önemlidir.
BİTKİ ADI TÜRKÇE | BİTKİ ADI İNGİLİZCE | TOPRAK pH’sı |
Açelya | Azalea | 4.5-5.0 |
Afrika menekşesi | African violet | 6.0-7.0 |
Ahududu, frambuaz | Raspberry, red | 5.5-7.0 |
Akçaağaç | Maple, sugar | 6.0-7.5 |
Ananas | Pineapple | 5.0-6.0 |
Antep Fıstığı | Pistachio | 5.0-6.0 |
Armut | Pear | 6.0-7.5 |
Arpa | Barley | 6.5-7.8 |
Atatürk Çiçeği | Poinsettia | 6.0-7.0 |
Ayva | Quince | 6.0-7.5 |
Baldıran, Ağı otu | Hemlock | 5.0-6.0 |
Begonya | Begonia | 5.5-7.0 |
Bezelye | Pea, field | 6.0-7.5 |
Biber | Pepper | 5.5-6.5 |
Brokoli | Broccoli | 6.0-7.0 |
Buğday | Wheat | 6.0-7.0 |
Ceviz, kara | Walnut, black | 6.0-8.0 |
Çalı-Süpürge otu | Heather | 4.5-6.0 |
Çam, ak | Pine, white | 4.5-6.0 |
Çam, kızıl | Pine, red | 5.0-6.0 |
Çilek | Strawberry | 5.0-6.5 |
Çim, ördek | Grass, quack | 5.5-6.5 |
Çim, yengeç | Grass, crab | 6.0-7.0 |
Deve dikeni | Thistle, Canada | 5.0-7.5 |
Dişbudak | Ash, white | 6.0-7.5 |
Domates | Tomato | 5.5-6.5 |
Elma | Apple | 5.0-6.5 |
Enginar | Artichoke | 6.5-7.5 |
Erik | Plum | 6.0-7.5 |
Fasulye | Bean, field | 6.0-7.5 |
Fındık | Hazelnut | 6.0-7.0 |
Gardenya | Gardenia | 5.0-6.0 |
Gül | Rose | 5.5-7.0 |
Hardal | Mustard, wild | 6.0-8.0 |
Hatmi | Holly | 5.0-6.0 |
Havuç | Carrot | 5.5-7.0 |
Hıyar, Salatalık | Cucumber | 5.5-7.0 |
Huş | Birch | 4.5-6.0 |
Ispanak | Spinach | 6.0-7.5 |
Karahindiba | Dandelion | 5.5-7.0 |
Karanfil | Carnation | 6.0-7.5 |
Karnabahar | Cauliflower | 5.5-7.5 |
Karpuz | Watermelon | 6.0-6.8 |
Kartopu | Snowball | 6.5-7.5 |
Kavun | Melon | 5.5-6.5 |
Kayın | Beech | 5.0-6.7 |
Kayısı | Apricot | 6.0-7.0 |
Kereviz | Celery | 5.8-7.0 |
Kestane | Chestnuts | 5.5-6.0 |
Keten | Flax | 5.0-7.0 |
Kırmızı yonca | Clover, red | 6.0-7.5 |
Kiraz | Cherry, sweet | 6.0-7.5 |
Kivi | Kiwifruit | 6.0-6.5 |
Köknar, pelenesk | Fir, balsam | 5.0-6.0 |
Krizantem | Chrysanthemum | 6.0-7.5 |
Kuşkonmaz | Asparagus | 6.0-7.5 |
Ladin, ak | Spruce, white | 5.0-6.0 |
Ladin, Kolorado | Spruce, Colorado | 6.0-7.0 |
Lahana | Cabbage | 6.0-7.5 |
Leylak | Lilac | 6.0-7.5 |
Limon | Lemon | 6.0-7.0 |
Manolya | Magnolia | 5.0-6.0 |
Marul, kıvırcık | Lettuce | 6.0-7.0 |
Maydanoz | Parsley | 5.0-7.0 |
Meşe | Oak | 5.0-6.5 |
Mısır | Corn | 5.5-6.5 |
Muz | Banana | 5.5-6.5 |
Nar | Pomegranates | 5.5-7.0 |
Pancar, Şeker pancarı | Beets, sugar | 6.5-7.5 |
Patates | Potato | 4.5-6.0 |
Patlıcan | Eggplant | 6.0-6.5 |
Pirinç, Çeltik | Rice | 5.0-6.5 |
Sardunya | Geranium | 6.0-8.0 |
Sarımsak | Garlic | 5.5-7.5 |
Sarmaşık | Ivy | 6.0-8.0 |
Sedir | Cedar, white | 4.5-5.0 |
Soğan | Onion | 5.8-7.0 |
Sorgum | Sorghum | 5.5-7.5 |
Soya | Soybean | 6.0-7.0 |
Sütleğen | Milkweed | 4.0-5.0 |
Şeftali | Peach | 6.0-7.5 |
Şeker kamışı | Sugar cane | 6.0-8.0 |
Turp | Radish | 6.0-6.5 |
Tütün | Tobacco | 5.5-7.5 |
Üzüm | Grape | 5.5-6.5 |
Vişne | Cherry, sour | 6.0-7.0 |
Yer Fıstığı | Peanut | 5.6-6.6 |
Yonca | Alfalfa | 5.6-7.0 |
Yosun | Moss, sphagnum | 3.5-5.0 |
Yulaf | Oats | 5.0-7.5 |
Zambak | Lily, Easter | 6.0-7.0 |
Gübrelemeye Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Beslenme Bozuklukları
Son elli yılda bütün dünyada kimyasal gübre tüketiminde çok büyük artışlar olmuştur. Tarım ürünlerine olan talebin giderek yükselmesi öncelikle, bitkilerin daha iyi beslenmesini temin ederek sağlanan ürün artışları ile karşılanmıştır. Buna paralel olarak genetik alanında sağlanan gelişmelerin katkısı ile geliştirilen yüksek verimli bitki çeşitleri de verim artışında etkili olmuştur. Yeni geliştirilerek kültüre alınan yüksek verimli varyetelerin bitki besin istekleri de doğal olarak yüksek olduğundan, gübreye olan talep iyice yükselmiştir. Tarım sektörü gelişmiş ülkelerde azot, fosfor ve potas içeren gübrelerin yüksek oranda kullanılması, bu besin elementlerinin noksanlıklarını azaltmıştır. Ancak azot, fosfor ve potaslı gübrelerin giderek artan miktarlarda kullanılması, bu kez, diğer besin elementlerine olan ihtiyacı yükseltmiş ve magnezyum, kükürt gibi makro besin elementleriyle, birçok mikro besin elementlerinin noksanlıkları görülmeye başlanmıştır. Bugün Türkiye’de de intensif tarım yapılan işletmelerde makro besinlerden magnezyum, mikro besinlerden ise demir, çinko, mangan ve bor noksanlıklarına sık rastlanılmaktadır. Bu besinlerin yeterli düzeyde bitkiye sağlanamadığı hallerde ise, bitki gelişememekte, ürün kaybı olmakta, kalite özellikleri bozulmakta ve ürünün pazar değeri de düşmektedir. Sonuç da üretici azot, fosfor ve potaslı gübreleri kullanmasına rağmen karlı bir çiftçilik yapamamakta, zarar etmektedir.
Azot, fosfor ve potas elementleri ile yapılan gübrelemenin bitkilerde diğer bazı elementlerin noksanlıklarını yaratması, sadece diğer elementlere olan ihtiyacın yükselmesinden de kaynaklanmamaktadır. İhtiyacın artmasına ilave olarak, bitki besin elementleri arasındaki interaksiyonlar nedeniyle de çeşitli noksanlıklar ortaya çıkabilmektedir. Örneğin;
* Yüksek amonyum konsantrasyonun kalsiyum ve magnezyum alımını azalttığı
* Yüksek nitrat konsantrasyonunun başta demir olmak üzere mikro besinlerin alımını azalttığı
* Yine yüksek nitrat konsantrasyonunun fosfat alımını azalttığı, benzer şekilde yüksek fosfat konsantrasyonunun nitrat alımını azalttığı
* Yüksek potasyum konsantrasyonunun magnezyum ve kalsiyum noksanlığına neden olduğu
* Yüksek fosfor konsantrasyonunun çinko ve diğer mikro besinlerin alımını azalttığı
* Yüksek kalsiyum konsantrasyonunun demir, bor, mangan, magnezyum noksanlıkları yarattığı
* Yüksek amonyum konsantrasyonunun katyonik elementlerin, özellikle magnezyum ve kalsiyum alımını azalttığı
* Yüksek bakır, çinko ve mangan miktarlarının demir alımını azalttığı bilinmektedir.
Besin elementlerinin bitki bünyesindeki etkileşimlerine bağlı beslenme bozuklukları
Bitki besin elementleri arasında toprakta görülen olumsuz etkileşimler bitki bünyesinde de görülebilmektedir. Yani bir besin elementinin bitki bünyesinde normalden daha yüksek miktarlarda bulunması diğer bazı besin elementlerinin noksanlıklarına neden olabilmektedir. Birçok besin elementi arasında böyle antagonistik etkileşimlerin olduğu bilinmektedir. Bitki besin elementleri arasındaki antagonistik ve sinergik etkileşimler, gübre kullanımındaki artışa paralel olarak artmaktadır (Antagonizm: besin elementleri arasında olumsuz etkileşim; Sinergizm: Besin elementleri arasında olumlu etkileşim anlamına gelmektedir.)
Bitki bünyesinde bulunan bazı besin elementlerinin yeterli olup olmadıkları kimi zaman sadece o elementin miktarı ile ilgili olmayıp, diğer bazı elementlerin miktarlarına da bağlı olabilmektedir. Örnek olarak elmada kalsiyum noksanlığından ileri gelen acı benek ve diğer bazı depo hastalıkları ile domates, biber, kavun gibi sebzelerde yine kalsiyum noksanlığından ileri gelen çiçek burnu çürüklüğü hastalığı reel olarak kalsiyum noksanlığından daha çok, K / Ca ve K + Mg / Ca oranının yüksekliğinden ileri gelmektedir.
Bitki bünyesinde bulunan iyonlar arasındaki antagonizme en iyi örnek, diğer bir deyişle pratikte bitkideki iyon antagonizmasından ileri gelen beslenme bozukluklarına en iyi örnek P /Zn oranının yüksek olmasından ileri gelen çinko noksanlığıdır. Bitki yapraklarında 25 ppm civarında Zn bulunması genellikle birçok bitki için yeterli olmaktadır. Bununla birlikte bitkideki P / Zn oranı 300’den büyükse, yapraklardaki Zn miktarı ne olursa olsun, bitki çinko noksanlığı gösterebilmektedir.
Metabolik olarak önemli olan diğer bazı iyon oranları N / S, NO3/ K, NO3 /Fe, Ca / Fe, Fe / Zn, Fe / Mn, Mn / Zn, K / Ca, K / Mg, K / Na, K/B, NH4/K, NH4/Ca, NH4/Mg, P/Fe, P/Al, Ca/Mg, oranları ve bunların ters oranlarıdır.
Genellikle bir besin elementinin noksanlığı, aynı zamanda başka bir besin elementinin fazla olduğuna işaret eder. Bunun tersi de doğrudur, yani eğer bir besin elementinin fazlalığı varsa, bu aynı zamanda başka bir elementin noksan olduğunun işaretidir. Her iki halde de sonuç aynıdır ve bitkinin dengesiz beslendiği anlamına gelir. Bu anlatılanlardan görülecektir ki; pratikte bir bitkide bir beslenme bozukluğu varsa, bunun bir elementin reel noksanlığından mı, yoksa başka bir elementin fazlalığından mı ileri geldiğini kestirmek kolay değildir. Bu gibi durumlarda başvurulacak en iyi yol bitki analizi yaptırmak ve ona göre karar vermektir.
Beslenme bozukluklarında genetik faktörlerin önemi
Bitkilerin besin absorbsiyonları ve onları metabolizmada kullanmalarında bitki cinsleri ve çeşitleri arasında büyük farklılıklar vardır. Bu farklılıklar bitkilerin genetik özelliklerinin bir sonucudur. Besin elementlerinin alınmaları ve metabolize edilmelerinde bitki cins ve çeşitleri arasında görülen genetik farklılıklar, bize, bir yerde yetişen iki bitki cins ve çeşidinden birinin sağlıklı bir şekilde gelişirken, bir diğerinin neden beslenme bozukluğu gösterdiğini açıklar.
Besin maddelerinin etkili bir şekilde kullanılmalarındaki farklılıklar bakımından özellikle demir dikkat çekici bir besin elementidir. Aynı toprak üzerinde, aynı koşullar altında yetiştirilen aynı türden farklı iki bitki çeşidinden biri şiddetli demir noksanlığı semptomları gösterirken, diğeri tamamen normal gelişebilmektedir. Bu durum, bazı çeşitlerin demir stresi altında H+ iyonları çıkararak kök bölgesi pH’sını düşürme ve yine bu çeşitlerin demir stresi altında köklerin indirgeme kapasitesinin artmasından ileri gelmektedir. Her iki olay, yani kök bölgesi pH ’sının düşmesi ve köklerin indirgeme kapasitelerinin artması, kök bölgesinde bulunan demirin alınabilirliğini büyük oranda artırır. Demir stresine maruz kalınca kök bölgesi pH’sını düşürme kabiliyetinde olan bitkiler “demir etkin” bitkiler olarak adlandırılır. Demir klorozuna çok duyarlı olan bazı önemli bitkilerin (örneğin soya, mısır, domates) demir etkin varyeteleri genetik çalışmalarla elde edilerek bu bitkilerdeki demir noksanlığı sorunu büyük ölçüde giderilmiştir.
Özellikle mikro besin elementlerinin noksanlıkları, çoğu kez bu elementlerin toprakta reel noksanlıklarından çok, bazı toprak özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Buna en iyi örnek ise kireç kökenli kloroz adını verdiğimiz, toprağın yüksek kireç kapsamına bağlı mikro besin noksanlıklarıdır. Böyle durumlarda kloroza dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesi en iyi çözümlerden biridir. Aksi halde, toprak özelliklerini değiştirmek kolay olmadığı için, sürekli kloroz problemi ile karşı karşıya kalınacaktır. Klorozun çeşitli kimyasallar ile giderilmesi ise ucuz bir yöntem değildir.
Beslenme bozukluğuna benzer semptomlar yaratan başka faktörler
Besin noksanlığı ve aşırılığı dışında, metabolizmada bozulmaya neden olan diğer bazı faktörler de, beslenme bozukluklarına benzeyen semptomlar yaratabilirler. Örneğin, sonbaharda çeşitli ağaçlarda görülen yaprak kızarıklıkları, fosfor noksanlığını andırmakla beraber, metabolizma ürünlerinin bünyedeki dolaşımının yavaşlamasından ileri gelen bir durumdur. Benzer şekilde, mısır bitkisinin yapraklarında metabolik nedenlerle zaman zaman görülen şeker birikmesi de yine fosfor noksanlığı semptomuna benzeyen kırmızılıklara neden olmaktadır.
Beslenme bozukluklarına benzer semptomlar yaratarak, beslenme bozukluklarının gözle tanınmasını güçleştiren etmenler çok çeşitlidir. Bu etmenlerin başlıcaları ise şunlardır.
1. İklim faktörleri
Don koşulları veya düşük hava sıcaklığı, kuraklık, rüzgar gibi hava olayları, yapraklarda kızarmalara ve kenarlarda solma ve kurumalara yol açarak, azot, fosfor ve potas noksanlıklarına benzeyen semptomlara yol açabilmektedir. Ayrıca hava sıcaklıklarının normallerin altında düşük seyretmesi, fazla bulutluluk nedeniyle ışık azlığı, kuraklık gibi olumsuz iklim etmenleri bitkilerin besin alımını yavaşlattığı için, geçici olarak besin noksanlıkları semptomları görülmesine yol açarlar. Olumsuz iklim koşullarında özellikle mikro besin elementlerinin noksanlıkları ortaya çıkar. Bu etmenlerden ileri gelen beslenme bozuklukları, olumsuzluğu yaratan iklim koşullarının normale dönmesiyle birlikte ortadan kaybolur.
2. Toprak faktörleri
Toprağın uzun süre ıslak kalması yapraklarda sararma ve kızarıklıklara neden olarak azot ve fosfor noksanlıklarına benzer görüntüler yaratır. Yaprak kenarlarında kurumalara yol açarak potas noksanlığını andıran semptomlar yaratır. Demir ve mangan noksanlıklarında görülen damar araları sararmalarına benzer görüntüler de yine toprağın uzun süre aşırı nemli veya su altında kalması sonucu oluşabilmektedir.
Toprağın susuz kalması bitkilerin besin alımını azaltacağı için çeşitli besin elementleri noksanlıklarının ortaya çıkmasına yol açar. Bu tarz görüntüler de sulamayı izleyen günlerde besin alımının artmasıyla ortadan kalkar.
3.Bitki zararlıları ve hastalık etmenleri
Birçok hastalık etmeni bitkilerde besin noksanlıklarına benzer arazlar oluşturur. Bu arazlar çoğu defa gerçek besin noksanlıkları semptomlarıdır. Ancak besin noksanlığı sekonder olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle kök hastalıkları ve köklere zarar veren bitki zararlıları, köklerden besin alımını engellediği için beslenme bozukluklarında görülen semptomlara neden olurlar. Keza gövde ve yapraklardan emgi yapan her türlü zararlı, bitkileri besinsiz bıraktığı için beslenme bozukluğu semptomları yaratırlar.
Çeşitli virüs ve fungal hastalıklarda da bitkilerde beslenme bozukluklarına benzeyen semptomlar görülebilmektedir. Bitki zararlı ve hastalıkları nedeniyle ortaya çıkan arazlar, azot, fosfor, potas, magnezyum, mangan, bor, kalsiyum gibi birçok besin elementi noksanlığına benzeyebilmektedir.
4. İlaç, hormon ve gübre etkileri
Bitkilere püskürtülen çeşitli ilaçlar, hormonlar, bitki gelişim düzenleyicileri ve yaprak gübreleri gibi maddelerin dozu iyi ayarlanmadığı takdirde, bitkilerde beslenme bozukluklarına benzer semptomlar yaratabilirler. Bu bakımdan bitki cinsleri arasında oldukça büyük farklılıklar görülür. Aynı dozdaki ilaç, hormon veya gübre püskürtmesi bir bitkide hiçbir zararlanmaya yol açmazken, diğer birinde ciddi zararlar yapabilir. Örneğin erik, şeftali gibi taş çekirdekli meyve ağaçları püskürtmelere karşı oldukça hassastırlar. Püskürtmelerden meydana gelen zararlanmalar özellikle yaprak kenarlarında yanmalar, yaprak ayasında nekrozlar ve bazen da yaprak dökümü şeklinde ortaya çıkar.
Bitki Besin Maddesi | Sembol | mg/kg | % | Atomların Bağıl Sayıları |
Azot | N | 15,000 | 1,5 | 1,000,000 |
Potasyum | K | 10,000 | 1,0 | 250,000 |
Kalsiyum | Ca | 5,000 | 0,5 | 125,000 |
Magnezyum | Mg | 2,000 | 0,2 | 80,000 |
Fosfor | P | 2,000 | 0,2 | 60,000 |
Kükürt | S | 1,000 | 0,1 | 30,000 |
Demir | Fe | 100 | – | 2,000 |
Bor | B | 20 | – | 2,000 |
Manganez | Mn | 50 | – | 1,000 |
Çinko | Zn | 20 | – | 300 |
Bakır | Cu | 6 | – | 100 |
Molibden | Mo | 0,1 | – | 1 |